HER GÜN 4.5 MİLYON İNSANI DOYURACAK EKMEĞİ ÇÖPE ATIYORUZ.

ALT TARAFI EKMEK DEYİP GEÇMEYİN…

HER GÜN 4.5 MİLYON İNSANI DOYURACAK EKMEĞİ ÇÖPE ATIYORUZ!

Ayrıca bugün ekmeklerimize katılabilen 20’ye yakın katkı maddesine de dikkat etmek zorunda olduğumuzu unutmayalım.

Ekmek, insanoğlunun bilinen en eski ve önemli gıda maddesidir. Genel kabule göre, ilk insanlar su ile ıslatılmış ve kendi haline bırakılmış buğday kırmasında gözeneklerin meydana geldiğini görmüşler ve gözenekli kütleyi sıcak taşlar üzerinde pişirdikleri zaman tat ve lezzetinin iyi olduğunu anlamışlardır.

Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiye göre MÖ. 4000 yıllarında Babilliler özel fırınlarda ekmek pişirmeyi biliyorlardı. Yine MÖ. 4300 yıllarında değirmencilik ve fırıncılık sanatının icra edildiği, yapılan kazılarla elde edilen bulgulardan anlaşılmaktadır.

MÖ. 2600 yıllarında Eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından elde edilen hamura maya kattıklarında ekmeğin daha yumuşak, daha kabarık olduğunun farkına vardılar. Çeşitli sınıflardan oluşan Mısır halkı ekmeği uzun zamandan beri bilmekteydi. Ancak mayanın tesadüfen bulunmasının ardından beyaz ekmek; soyluların ve sarayın simgesi haline geldi. Zenginlerin ve soyluların rağbet ettiği bu mayalı ekmekler o kadar değer kazandı ki, Eski Mısır’da bu ekmekler para yerine bile kullanılmaya başlandı. Mısır’dan eski Yunana, Roma’ya ve ardından Batı Avrupa’ya yayılan mayalı ekmek, son asırlarda hemen bütün dünyada sofralarda yerini aldı. Dünyada en fazla ekmek tüketen toplumların başında Türkiye gelmektedir.

Yurdumuzda yaygın olarak buğday unundan ve mayalanmış hamurdan üretilen ekmek tüketilmektedir. Ancak kısıtlı da olsa bölgelere göre mısır, yulaf, çavdar ve benzeri tahıllardan da ekmek üretilmektedir. Ekmek, bir emek ürünü, alın teri simgesi ve Allah’ın kullarına nimeti olarak hemen bütün dinlerde övülmüş ve kutsal sayılmıştır. İslam dininde de ekmek çok değer verilen gıdaların başında gelmektedir. Eski zamanlarda ekmek, un, tuz, maya ve sudan yapılırken içeriği, şekil ve tekniği değişikliğe uğrasa da bugün dünyanın her yerinde bilinmekte, üretilmekte ve tüketilmektedir. Hemen, hemen tüm insanlığın ortak yiyecek türüdür. Ucuza mal olması nedeniyle tüm dünyada dar gelirliler tarafından daha fazla önem verilmekte ve daha fazla tüketilmektedir.

EKMEK BESLENME AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEME SAHİPTİR.

Karbonhidrat ve protein kaynağı olan ekmek, özellikle tahıla dayalı bir beslenmenin yaygın olduğu ülkemizde, beslenme açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye’de, insanların gündelik hayatlarında tükettikleri enerjinin yüzde 66’sı tahıllardan, bu oranın yüzde 56’lık kısmı yalnız başına ekmekten karşılanmaktadır.

Bu kadar hayati haiz olan ekmeğimiz de teknolojinin gelişmesi ile birçok istihalelere uğramış, Un, tuz, su ve mayadan ibaretken birçok yeni özellikler kazandırmak için, Sağlığa zararlı olabilen olduğu gibi Müslüman kimliğimizle izin veremeyeceğimiz katkı maddeleri ilave edilir olmuştur. 2000’li yılların başlarında buğdaydan sofraya bir dilim ekmek gelinceye kadar 75 adet katkı maddesi kullanılırken GİMDES’in de mücadelesi sayesinde 15-20 adet kullanılır duruma gelinmiştir. Bu katkı maddeleri:

Enzimler, Vital Gluten, E282 Kalsiyum Propiyonat, E170 Kalsiyum Karbonat, E 471-E477 Mono ve Digliserid (DATEM), E481 Sodyum Stearol 2 Laktilat (SSL), Maltodextrin, ayrıca vitamin ve minerallerdir. 

GİMDES de bu katkı maddelerinin Helal sertifikalı olmaları şartı ile izin vermektedir

KEPEKLİ EKMEK

“Genelde kepeği ayrılmış beyaz undan yapılan ekmek tercih ediliyor. Halbuki, kepekli ekmek hem bol miktarda vitamin içeriyor hem de sindirim yollarını rahatlatıyor. Kepekli ekmek, sadece kilo sorunu veya şeker hastalığı gibi rahatsızlıkları olanlar için değil, bir sağlık sorunu olmayan tüm insanlar için faydalıdır.”

“Buğday, sağlık açısından yararlı olan B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve bu yüzden ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle, beyaz ekmek yerine kepekli ekmeğin tercih edilmesi daha sağlıklıdır.”

Son yıllarda yapılan araştırmalar, bitkilerin destek dokusunu oluşturan posanın insan sağlığı için büyük önem taşıdığını göstermiştir. Esas yapısı selüloz, hemiselüloz, lignin gibi polisakaritlerden oluşan posa, sindirim devresinde enzimler tarafından sindirilemez ve bağırsaklarda belirli hacim oluşturarak hareketi sağlarlar. Böylece, besinlerden ve vücudun kendi salgılarından oluşan artık maddeler, zararlı maddelere dönüşmeden vücuttan atılır. Nitekim posası yüksek gıdalarla beslenen toplumlarda kalın bağırsak hastalıklarına rastlanmazken, posası düşük diyetlerle beslenen bazı toplumlarda önemli sağlık problemleri görülmektedir.

Günümüzde şeker hastalarının diyetinde kepekli ekmeğin istenilen miktarda yenilmesine müsaade edilmektedir. Özellikle buğday kepeği posasının, kan lipitlerinin yükselmesini de önlediği bilinmektedir. Kan lipitlerinin yüksekliği, koroner kalp hastaları için önemli bir risk faktörüdür. Bunlardan dolayı kepekli ekmekle beslenmeleri önemle tavsiye edilmektedir. Ayrıca kepekli ekmeğin enerji değeri düşüktür. İnsana doygunluk hissi verir. Kilo almak istemeyenlerin, beyaz ekmek yerine kepekli veya çavdar ekmeği yemesi önerilir.

EKMEKTE BÜYÜK İSRAF

Yetkililerin açıklamalarına göre ülkemizde günde 120 milyon adet ekmek üretilmektedir. Bunun 12 milyon adedi çöpe atılmaktadır. Halbuki bu miktar ekmekle 4.5 milyon insanımızın karnı doyurulmuş olacaktı.

GİMDES’in Halal Dunya Marketleri’nde satılan ürünlerin tamamının Helal standartlarda olması tek hedefidir. Ancak ekmek gibi ülkemizin temel besin maddesi olan ve bölgesel olarak çok fazla fabrikaya sahip olması ve üretimde kullanılan unun temin hızının yüksek olması sebebi ile marka istikrarının sağlanamaması münasebetiyle Helal Sertifikalama kapsamına alınması noktasında çok sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntıların başında tüketicinin ekmeğe diğer ürünler gibi bakmaması sebep olmaktadır. Fırıncılar ise ürününü zaten satma problemi yaşamamasından dolayı sertifika almaya yanaşmamaktadır.

GİMDES ekmekte Helal Sertifikalamayı Sosyal proje kapsamına almasına ve bu hizmeti ücretsiz yapacağını ilan etmesine rağmen müracaat bir elin parmakları sayısına bile ulaşmadığı gibi çoğu sertifikalama şartlarını sürdüremediği için yarı yolda sertifikaları iptal edilmiştir. GİMDES’in bir projesi olan Halal Dunya Marketleri şubeleri de bu problemi henüz tam olarak çözemedi.

Yetkililerin verdiği bilgilere göre ülkemizde 12000 ruhsatsız fırın firmasının olduğu düşünülünce olayın vahameti daha da büyüyor. Yine iş tüketiciye düşmektedir. Ekmek aldığı fırıncısını, marketçisini bu konuda sıkı bir sorgulamaya tabi tutmalıdır. Helal Sertifika almalarını zorlamalıdır.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir